EKONOMİ

2002 yılında yaşanılan şubat krizi Türkiye’de tek parti iktidarı ile sonuçlanacak siyasi bir atmosfere zemin hazırladı. Özal ile başlayan ve Özal sonrasında kesintiye uğrayan, yeniden yapılanma, özelleştirme ve serbest piyasa ekonomisine geçiş çalışmaları, Şubat krizinden sonra yeniden ivme kazandı. Tüm bu finansal ve ekonomik değişim dünyada yaşanılan ekonomik krizin aksine ülkemizde; finansal istikrarı ve hızlı büyümeyi beraberinde getirdi.   Finansal gelişme ile birlikte, uluslararası kuruluşlarca sürekli dizayn edilen  Türkiye – IMF, Türkiye- AB ilişkileri son yıllarda Türkiye’nin daha aktif olduğu yeni bir boyut kazandı.

Türkiye ekonomisi, alışılmışın dışında; faiz, döviz, borsa satrancından kurtulma ve kendi dinamikleri üzerinden yeniden inşa edilme sürecine girdi. Hiç şüphesiz ki bu süreç henüz sonuçlanmış değil. Bu süreci baltalama ve mümkünse tersine çevirmek için gerek ulusal gerekse uluslararası arenada planlı çalışmalar yapıldığına şahit oluyoruz.

Bankacılık sektörünün Türkiye içerisinde artan ağırlığı ile birlikte “reel sektör-kamu” arasında bir “denetim ve denge” unsuru olarak, TCMB, BDDK ve SPK’nın daha çok ön plana çıkmaya başladığını görüyoruz.

Piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte, yeni bir uzmanlık alanı olarak görülen, para, banka, döviz, borsa ve nihayet tüm bu sistemi içine alan “finansal sisteme” ilişkin, hepimizin kafasında birçok soru var. Örneğin, nasıl bir finans sistemi içerisindeyiz? Bu sistem insanlara mutluluk veriyor mu?  Finansal sistem, insanların temel hassasiyetlerini göz önüne alıyor mu?  İnsanlar bu sistemlere ne kadar mahkum? Kamu otoriteleri düzenleyici tedbirleri zamanında ve yeterli ölçüde alabiliyorlar mı? Soruları daha da çoğaltabiliriz ve zaman içerisinde de Allah’ın izni ile bu soruları çoğaltmak ve bu sorulara cevap bulmak niyetindeyiz. 

İSDAM olarak biz, nasıl bir ekonomi ve finans sistemi içerisinde yaşadığımızı ortaya koyarak, bu ekonomik sistemin açmazlarına karşı nasıl yaşamamız gerektiğini anlatmaya çalışacağız.

İSDAM olarak biz, hükümet başta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlara ve en önemlisi de halkımıza günlük politik tartışmaların dışında kalarak, reel ekonomi ile ilgili gelişmeleri; analiz edip yorumlayarak, ulaştığımız sonuçları onlarla paylaşacağız.

İSDAM olarak biz, - tarihi ve kültürel köklerimize bağlı kalarak -   sadece gerçekleri söylemekle kalmayacak; finansal sorunlara karşı somut uygulanabilir çözüm önerileri getireceğiz.